Yeşilçam’ın Duayen İkilisi: Yavuz Turgul-Şener Şen
Haber: Haktan Koray
Sinema tarihi ayrılmaz ikililerle doludur; öyle ki bu ikililerden biri diğerinden ayrı düşünülemez. Bunlardan en bilinenleri şöyle sıralanabilir; Scorsese-DiCaprio, Fincher-Brad Pitt, Kemal Sunal-Ertem Eğilmez… Bu hafta sizlerle Türk sinemasına damga vuran filmleriyle, Yeşilçam’ın ve modern yerli sinemanın toplumcu/gerçekçi ikilisi Yavuz Turgul ve Şener Şen’in en güzel beş filmini inceleyeceğiz.
1)Züğürt Ağa (1985)
Listemizin başında Yavuz Turgul’un senaryosunu kaleme aldığı, Şener Şen’in başrolde yer aldığı ağa-köylü çatışmasını işleyen bir başyapıt yer alıyor.
Film güneydoğu bölgesinde toprak sahibi bir ağanın köyünü satıp şehre yerleşmesini ve kent hayatına ayak uydurma sürecini anlatıyor. Senaryonun içine ustaca yedirilen kara mizah unsurları günümüz toplumuna ışık tutar cinsten. Otoritenin, din ve siyasal erk arasında paylaşımına da göndermeler yapan film 1986 yılında En İyi Senaryo dalında Altın Portakal ödülüne de layık görülmüş.
Filmdeki yağmur duası sahnesi yerel halkın adetlerini izleyiciye komik bir şekilde geçirmeyi başarıyor. Sinemamızın başyapıtlarından olan bu film kesinlikle izlemeye değer.
2)Muhsin Bey (1987)
Fahriye Abla filminden sonra hem yönetmenliğini hem senaristliğini üstlendiği ikinci film Muhsin Bey’de yönetmen, Yavuz Turgul beyaz Türk-anadolulu çatışmasını ustalıkla işlemiş.
Filmde Şener Şen bir İstanbul beyefendisi tiplemesiyle karşımıza çıkıyor. Sanat musikisine tutkusu ve orta direk yaşam biçimiyle organizatörlük yapan Muhsin Bey ile Urfa’dan gelen ve türkücü olmak isteyen Ali Nazik’in kader arkadaşı oluşu filmin ana hikayesini oluşturuyor. Ali Nazik rolüne hayat veren Uğur Yücel farklı hayatlardan gelen iki insanın hayallerinin zıtlığını, gelecek kaygılarının farklılığını izleyiciye çok iyi yansıtıyor. Film Altın Portakal’da altı dalda ödül toplayarak büyük beğeni kazanmayı başarmıştır.
3)Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (1990)
Bu filmde kadrajını köyden kente çeviren Turgul; bir Yeşilçam rejisörünün son filmini çekme macerasını anlatıyor. Eski dönemlerde çektiği aşk filmleriyle ünlenmiş ancak yeni döneme ayak uyduramayan karakterimiz Haşmet Asilkan, yenilendiğini ve moderne entegre olduğunu kanıtlamaya çalışır. Yeni dönemin trend konusu, emekçi mücadelesini filminde işlemeye çalışan Haşmet birçok zorlukla karşılaşmaktadır.
Filmde gözümüze çarpan bir diğer unsur ”kötü oyuncu” karakterini canlandıran Tarcan rolüyle Oktay Kaynarca. Sinemada kötü oyuncuyu canlandırmak çok zor olsa da Kaynarca bu rolün hakkını vermeyi başarmış. Rakıya ekmek doğrayıp içen Yeşilçam efsanelerini, figüran kahvelerini, eski yapım şirketlerini ve daha nice antika sinema unsurunu yakından gördüğümüz bu film ikilimizin diğer bir başyapıtıdır.
4)Şekerpare (1983)
Yine senaryoda Yavuz Turgul, başrolde Şener Şen var. Yerli müzikal tadında çekilen film, Osmanlı toplumundaki yozlaşmaları, bürokrat-halk ayrışmasını kara mizah ögeleriyle önümüze seriyor. İlyas Salman, Şevket Altuğ, Ayşen Gruda gibi duayenleri kadrosunda bulunduran film; bölge esnafını haraca bağlamış, rüşvet alan, ahlaksız bir serkomiser ile adaletin ve liyakatin imgesi bekçi Cumali’nin çatışmalarını konu ediniyor.
Ara sahnelerde yaşanan olayların müzikal şekilde izleyiciye aktarılması filmi, hayli eğlenceli hale getiriyor. Bekçi Cumali, Orhan Kemal’in Murtaza romanından izler taşıyor. Filmin içindeki imkansız aşk hikayesi de izleyicinin beğenisini kazanmayı başarıyor.
5)Gölge Oyunu (1992)
Listemizin sonunda ikilimizin en ilginç filmi kendine yer buluyor. İlk sahnesinden itibaren mistik ve fantastik ögelerle, açıklanmayan diyaloglarla çevrili bu film kocaman bir soru işareti olarak hafızamıza kazınıyor. 1992 yapımı filmde iki sahne ortağını, hokkabazı canlandıran Şener Şen ve Şevket Altuğ’a 1989 Miss Moskova seçilmiş Larissa Litichevskaya eşlik ediyor.
Kumru karakterini canlandıran Rus model dilsiz bir karaktere hayat veriyor ve film boyunca var olup olmadığını sorgulatıyor. Film, yaşananların göreceli olduğunu ve gerçeklik algımızın ne kadar yavan olduğunu yüzümüze çarpıyor. Şener Şen ve Şevket Altuğ bütün oyunculuk hünerlerini sergiliyorlar. Bize de bu şöleni izlemek ve karışmış bir kafa ile filmi tekrarlamak kalıyor.
İki efsane fantastik film çekmeseler şüphesiz bu tür çok eksik kalırdı.
Umarız ikilimizden daha çok filmler izleyebiliriz. Sinema tutkunuz hiç bitmesin.