Türk Milliyetçisi: Namık Kemal
Haber: Meltem Uygun
Namık Kemal Kimdir?
Türk Milliyetçiliğinin esin kaynağı ve yurtseverlik, özgürlük, ulus kavramlarına bağlı bir Tanzimat aydını olan Namık Kemal, Genç Osmanlara bağlı olan yazar, şair, gazeteci ve devlet adamıdır. Sofya’da komşuları Niş Kadısı Mustafa Ragıp Efendi’nin kızı Nesime Hanım ile evlenmiş ve bu evlilikten Feride ve Ulviye adında iki kızı ve Ali Ekrem adında bir oğlu dünyaya gelmiştir. Heyecanlı, kavgacı kişiliği, akıcı ve parlak biçemi nedeniyle döneminin diğer yazarlarından daha fazla tanınmıştır. “Vatan Şairi” ve “Hürriyet Şairi” olarak anılan Namık Kemal, şiirin yanı sıra eleştiri, yaşam öyküsü, tiyatro, roman, tarih ve makale türlerinde eserler verdi. Özellikle Türk edebiyatının ilk edebi romanı olan İntibah ve batılı anlamda Türk edebiyatının sahnelenen ilk tiyatro eseri olan Vatan Yahut Silistre eserleriyle ünlüdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucus Mustafa Kemal Atatürk’ü eserleri ve düşünceleriyle etkilemiştir.
Yaşam Öyküsü
Tekirdağ’da dünyaya gelen Namık Kemalin çocukluğu annesinin babası Abdülatif Paşa’nın yanında geçmiştir. Vali olan Abdülatif Paşa’nın değişik kentlerde görev yapması nedeniyle Namık Kemal düzenli bir eğitime devam edememiştir. Bundan dolayı özel dersler almıştır ve kendi kendini yetiştirmeye çalışmıştır. Arapça ve Farsçayı kendi kendine öğrenmiştir. Dedesi Afyon’daki vali yardımcılığı görevinin ardından ailesiyle İstanbul’a gelmişti. Orada, 3 ay Bayezid Rüştiyesi’ne ve ardından 9 ay Valide Mektebi’ne devam etme fırsatı buldu.
Dedesi ile 1,5 yıl Karsta yaşayan Namık Kemal burada avcılı, cirit ve atıcılık dersleri almış ve burada görüp yaşadıkları ileride yazacağı tiyatro eserine ilham olmuştur. Dedesi ve babası ile gittiği Sofya’da dedesinin arkadaşı olan şair Binbaşı Eşref Bey, şiirlerini okuduktan sonra Mehmet Kemal’e yazıcı, kâtip anlamlarındaki “Namık” adını vermiş ve O günden sonra Namık Kemal olarak anılmaya başlanmıştır.
İstanbula dönüp Bab-ı Ali Tercüme Odasıʼnda stajyer memur olarak başlayan Namık Kemal, Sofya’daki şiirleri ile şairler arasında yavaş yavaş tanınmaya başlanmıştır. Henüz Batı edebiyatı ile tanışmayan Namık, divan edbiyatı ile ilgilenen şairlerle tanışıp Fars ve Arap edebiyatını öğrenmeye çalışmıştır. Ve Leskofçalı Galip Bey’in öncüsü olduğu Ercümen-i Şuara’ya katılmıştır.
1863’te iyeniden Tercüme Odası’nda görev alan Namık Kemal, bu yeni görevi sırasında Batı edebiyatını taıma imkânı bulmuş ve gözlerini batı kültürüne çevirmiştir. Edebiyatta batılılaşmanın ilk adımlarını atan İbrahim Şinasi ile tanışması hayatını değiştirmiştir. Sanat ve hayat görüşü değişmiş, Batı edebiyatını öğrenmeye başlamış ve nesre yönelmiştir. Tasvir-i Efkar’da fıkra ve tercüme yazılar kaleme almış ve ilk defa Şinasi’de gördüğü “hak, millet, vatan, hürriyet, millet meclisi” gibi kelimeleri yaygınlaştırmıştır.
Şinasi, Tasvir-i Efkar gazetesini kendisine bırakarak Fransa’ya gidince Namık Kemal, tek başına gazeteyi çıkartır. Aynı dönemde İttifak-i Hamiyet adlı (Yeni Osmanlılar Cemiyeti) gizli derneğin kurucuları arasına girmiştir. Derneğin amacı bir anayasa hazırlanmasını ve parlamenter bir yönetim sistemi kurulmasını sağlamaktı. Namık Kemal gazetesinde, bu görüşler doğrultusunda ve hükûmet aleyhine şiddetli makaleler yayınladı. “Şark Meselesi” üzerine yazdığı bir makale, gazetenin 1867’de kapatılmasına ve kendisinin Erzurum vali muavini olarak atanmasına yol açmıştır.
Erzuruma gitmek yerine Ziya Paşa ile Paris’e kaçan Namık Kemal, Londara’da Mısırlı prens Mustafa Fazıl Paşa finansörlüğünde “Muhbir” adlı gazeteyi çıkarır fakat Ali Suavi ile yaşadığı anlaşmazlık üzerine Muhbir’den ayrılır. Daha sonra Namık Kemal ve bazı arkadaşları “Hürriyet” adlı gazeteyi çıkarmaya çalışsalarda başarılı olamazlar ve Sadrazam Ali Paşa ile barışarak İstanbula geri döner.
Siyasetten uzak durmak, yazı yazmamak koşuluyla affedilen Namık Kemal, İstanbul’a döndükten sonra Diyojen adlı mizah dergisinde imzasız fıkralar yazar. Sadrazam Ali Paşa’nın ölümünden sonra 1872’de “İbret” gazetesini çıkararak yeniden muhalefete başlar. Fakat gazete sık sık kapatılır ve sonunda sadrazam Mahmut Nedim Paşa Namık Kemal’i İstanbul’dan uzaklaşması için mutasarrıf olarak Gelibolu’ya atar. Birkaç ay kaldığı Gelibolu’da “Vatan yahut Silistre” adlı oyunu ile “Evrâk-ı Perişan” adlı eserini tamamlar ve Gelibolu’nun bazı sorunları ile ilgilenir, su davasını çözer.
Aynı zamnda Namık Kemal, bir yandan da “İbret” gazetesine baş muharrir ve Ebuzziya’nın çıkardığı “Hadika” gazetesine “N.K” imzası ile yazı göndermeye de devam etmektedir. Osmanlı hükûmeti tarafından açığa alınan Namık Kemal 1872’nin son günlerinde Gelibolu’dan İstanbul’a döner ve tiyatro ile ilgilenmeye başlar. Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre oyunu, 1 Nisan 1873 gecesi İstanbul’da Güllü Agop’un Gedikpaşa’daki tiyatrosunda sahnelenir ve oyunun sahnelenmesi halkı coşturup olaylar çıkmasına neden olması ile Mağusa’ya sürülür.
36 ay süren Mağusa sürgününden sonra İstanbul’a dönen Namık Kemal, Hürriyet Kasidesi eserini kaleme alır. Daha sonra Anaysa komisyonun da olan Namık Kemal II Abdülhamit aleyhine bir tehdit beyti yazıp bunu mecliste okuyunca mahkemede yargılanır ve Midilli’de göreve başlar. 5 yıllık Midilli görevinde kaçakçılıkları önledi; hazine gelirini arttırdı, 20 Türk ilkokulu açtı ve Türklerin hayat seviyesini yükseltmiştir. Adalarda yaşayan Türk ahalisinin sorunlarını dile getiren bir rapor hazırlayıp Bâb-ı Âli’ye sunmuştur.
Namık Kemal Midilli’de “Murabba”, “Vatan Mersiyesi” gibi şiirlerini ve 15 perdelik tarihi oyunu olan “Celaleddin Harzemşah” adlı eserlerini tamamlamıştır. Daha sonra Namık Kemal 1884’te Rodos ve 1887’de Sakız Adası mutasarrıfı olmuştur. Sakız Adası’nın kuru havası nedeniyle rahatsızlanan Namık Kemal, 2 Aralık 1888 günü 47 yaşında hayatını kaybetti. Adada bir caminin haziresine defnedildi.
Sanatçı Özellikleri
Tanzimat döneminin en önemli düşünce, sanat ve siyaset adamlarından birisi olan Namık Kemal, “Toplum için sanat” anlayışını benimsemiştir. Sanatı, toplumun Batılılaşması için bir araç olarak kullanmış ve eserlerini halkın anlayabileceği sade bir dille yazmayı amaçlamıştır. Divan edebiyatının süslü-sanatlı düz yazısı yerine, belli bir düşünceyi iletmeyi amaçlayan yeni bir düzyazıya eserlerinde yer vermiş ve noktalama işaretlerini kullanmıştır.
Gençliğinde Divan edebiyatı tarzında şiirler yazmış, Avrupa’ya gittikten sonra yeni edebiyatı benimsemiş ve o yolda yapıtlar vermiştir. Namık Kemal, Fransız edebiyatını örnek almış, romantizmin etkisinde kalmıştır. Şiirleri biçim bakımından eski, konu bakımından yenidir. Yurt, ulus, özgürlük gibi konuları işlemiştir. Ayrıca şiirlerinde mücadeleci tipte bir insan yaratmış ve tiyatroyu “eğlencelerin en faydalısı” olarak niteleyerek dram türüne ağırlık vermiştir.