The Poor Things: Bir Deney
Yazı: Semanur Demir
The Poor Things (Zavallılar), Alasdair Gray’in aynı adlı eserinden uyarlanan, yönetmenliğini Yunan Yorgos Lanthimos’un üstlendiği bir film. Bu eser izleyenlere, Salvador Dali’nin resimlerini andıran, zaman ve mekândan bağımsız, rüya gibi bir absürtlüğe sahip bir dünya sunuyor. Film, eski bir dönemde geçiyor gibi görünse de kostümler ve bilim açısından zamanın çok ötesinde bir anlatıma sahip. Filmin merkezinde, intihar eden hamile bir kadının bedeni üzerinde deneyler yapan bir bilim adamının uçuk kaçık hikayesi yatıyor. Bu deneyler sırasında kadının beyni çıkarılıp yerine bebeğin beyni takılıyor ve film, yetişkin bir kadın bedeninde bir çocuğun gelişim dönemlerini detaylı bir şekilde izleyiciye sunuyor.
Bella karakterinin gelişimi film boyunca dikkat çekici bir yol izliyor. Bebeklik döneminde, film siyah beyazken, Bella bilim adamına (GOD) tamamen bağımlı, kelime kelime konuşan ve motor becerilerini yeni kazanan bir bebek olarak gösteriliyor. Çocukluk çağına geldiğinde ise arzuların keşfiyle birlikte, Bella’nın dünyayı ve çevresini keşfetme isteği artıyor. Bu dönemde, onu evlendirmek için gelen bir avukatla evden kaçmaya karar veriyor ve film bu noktada renkli bir tema geçiyor. Evden kaçışla renkli bir dünyaya geçiş yapılması Bella’nın özgürlüğe attığı adımı ile bağlantılı gözüküyor. Yetişkinlik dönemine geçişte, Bella cinselliğini, duygularını keşfediyor ve ataerkil toplum düzeninin içinde bir kadın olarak karşılaştığı zorlukları yaşamaya başlıyor. Toplum kuralları, bireysel özgürlük ve bunların mantığı üzerine konuşması filme mizah katan yerler arasında. Çünkü Bella bu sorgulamaları bir çocuk merakı ve çocuk patavatsızlığıyla yapıyor.
Film, toplum kurallarının varlık sebepleri, bireysel özgürlük, ataerkil düzen, bireysel gelişim ve toplumsal sorumluluk gibi temaları ele alıyor. Bella’nın yolculuğu, acı ve kederle tanışmasından sonra, kendisi için istediği iyi şeyleri tüm dünya için istemeye başlamasıyla bir dönüşüm yaşıyor. Aktivist bir yola saparak, sosyal adalet ve eşitlik için mücadele ederken buluyoruz kendisini. The Poor Things, toplumsal normlar, bireysel gelişim, cinsiyet rolleri, iyilik ve kötülük kavramları üzerine cesurca sorular sorarak hem düşündürüp hem güldürmeyi hem de sinematografisiyle izleyiciyi eşsiz ve farklı bir deneyimin içine sürüklemeyi başarıyor.