The Neon Demon: Şaşalı Şeytan
Yazı: Melisa Güller
“Güzellik her şey değildir; tek şeydir.” diyor acımasız moda tasarımcısı, moda endüstrisi ve güzellik standartları üzerine çekilmiş bir korku-psikolojik gerilim olan the Neon Demon’ın bir sahnesinde. Sahi güzellik önemli olan tek şey midir diye düşünmeden edemiyor insan, bu rahatsız edici bir saat elli sekiz dakikanın sonunda.
![](https://kultursanatduvari.com/wp-content/uploads/2024/03/image1-25.jpeg)
Büyük hayaller ile modellik ajansına girmiş genç bir kız olan Jesse’nin hikayesini izliyoruz the Neon Demon’da. Herkesin şöhrete, paraya, prestije ve en nihayetinde mutluluğa ulaşma amacıyla gittiği Los Angeles’a onun da yolu düşüyor; sonrasında yaşananlar ise melekler şehri olarak bilinen bu yerin ne çeşit şeytanlıklara şahit olduğunu gösteriyor.
![](https://kultursanatduvari.com/wp-content/uploads/2024/03/image0-25.jpeg)
Güzellik üzerine, daha doğrusu güzelliğe verilen değer üzerine yapılmış en ilginç filmlerden biri diyebiliriz the Neon Demon için. Güzellik dediğimiz kavram, soyut ve subjektif olmasının aksine, özellikle medyada belli somut kalıplara oturtularak sıradan insanın yaşamını etkileyecek kadar önemli bir etkene dönüştürülüyor. Hepimiz “güzel” olmak için çabalıyoruz. Hem fiziksel hem ruhsal anlamda. Çabalama derecesi kişiden kişiye değişiyor tabii. Kimimiz daha az önemsermiş gibi görünmeye çalışırken kimimiz takıntısını dibine kadar yaşıyor. Güzellik gibi ne olduğunun tanımı tam olarak yapılamayan bir kavram nasıl oldu da bu kadar önemli hale geldi? Daha doğrusu, bu kavram sonradan mı bu kadar mühim oldu yoksa zamanın başlangıcından beri insanlık güzel olanın arayışında mıydı? İnsanlar ne kadar ileri gidebilirler, güzel olana ulaşabilmek için? Tüm bu soruları ilginç metaforlarla ele alan bir yapım the Neon Demon.
![](https://kultursanatduvari.com/wp-content/uploads/2024/03/image2-24.jpeg)
Güzellik sözcüğünü ele alış biçimi sadece toplumsal güzellik standartları üzerine değil; neticesinde güzellik aslında oldukça kişisel bir şey, insanı iyi hissettiren, mutlu hissettiren duygusal faktörlere dayalı olan. Kim güzel, kim değil asla bilinmeyecek olan bir gizem nihayetinde. Değişken bir gerçek güzellik, ve sabit bir yalan.
![](https://kultursanatduvari.com/wp-content/uploads/2024/03/image3-16.jpeg)
Gittikçe daha da yüzeyselleşen bir topluma sahip olduğumuz gerçeği ile yüzleştiren bu filmde güzelliğin avantajlarına ve dezavantajlarına da değiniliyor. Güzellik bir kutsama ve bir lanettir diye bir söz vardır İngilizce dilinin hazinesinde; bu söz üzerine çarpıcı bir örnekleme filmdeki Jesse karakteri.
![](https://kultursanatduvari.com/wp-content/uploads/2024/03/image4-11.jpeg)
Görsel açıdan oldukça etkileyici sahnelere sahip bu filmde Keanu Reeves da ufak da olsa bir role sahip. Başrolünde ise Elle Fanning yer alıyor. Ben neye şahit oldum şimdi demek isteyenler için the Neon Demon izlenmeyi bekliyor.