Realizm’in Temsilcisi Lev Tolstoy
Lev Nikolayeviç Tolstoy Kimdir?
Lev Nikolayeviç Tolstoy, zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya’nın Tula şehrinde doğdu. Kont olan babası ve annesini kaybeden Tolstoy ile kardeşlerini akrabaları büyüttü. 1844’te Kazan Üniversitesi’nde hukuk ve doğu dilleri okumaya başladı ve burada öğretmenler onu “öğrenmekten aciz ve isteksiz” olarak tanımladılar. Tolstoy, eğitiminin ortasında üniversiteden ayrıldı, Tula’ya dönen Tolstoy, yoksul köylülerin arasına katıldı. Ardından Moskova, Tula ve Saint Petersburg’da çok zaman geçirerek rahat bir yaşam tarzı sürdü.
Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük ilgisi olan Tolstoy, 1852’de yayımlanan “Çocukluk” adlı romanı kendi gençliğinin hayali bir anlatımıdır. 1851’de ağır kumar borçları çıktıktan sonra ağabeyi ile birlikte Kafkasya’ya giderek orduya katıldı. Kafkas halkının yoksulluk dolu hayatlarını ele aldığı izlenimlerle ilk gerçekçi hikâyelerini yazdı.
Tolstoy, Kırım Savaşı sırasında genç bir topçu subayı olarak görev yaptı ve Çernaya Savaşı da dahil olmak üzere 1854-55’te 11 aylık Sivastopol Kuşatması sırasında Sivastopol’daydı. Savaş sırasında cesareti takdir gördü ve teğmenliğe terfi etti. Savaşta ölenlerin sayısı Tolstoy’u dehşete düşürdü ve Kırım Savaşı’nın bitiminden sonra ordudan ayrıldı.
Ordudaki deneyimleri ve Avrupa’daki uzun gezileri Tolstoy’u, ahlaksız ve ayrıcalıklı bir toplum yazarından şiddet içermeyen ve ruhani bir anarşiste dönüştürdü. 1857 yılında Paris gezisi sırasında halka açık bir infaza tanık olan Tostoy, bu olayı hayatının geri kalanına damgasını vuran travmatik bir deneyim olarak dile getirdi. Tolstoy, arkadaşı Vasily Botkin’e gönderdiği bir mektupta şöyle yazdı: “Gerçek şu ki, devlet yalnızca sömürmek için değil, her şeyden önce vatandaşlarını yozlaştırmak için tasarlanmış bir komplodur … Bundan böyle, hiçbir yerde hiçbir hükümete hizmet etmeyeceğim.“
Yurda dönüşünde Tolstoy, 1861’de sefillikten azat edilmiş Rus köylülerinin çocukları için 13 okul kurdu. Bu okullar, öğrenim ve eğitim bakımından yepyeni bir kurumdu. Tolstoy, 1862 tarihli “Yasnaya Polyana’daki Okul” adlı makalesinde okulların ilkelerini anlattı. Kısmen Çarlık gizli polisi tarafından aranması nedeniyle eğitim deneyleri kısa sürdü.
1860 yılında kardeşi Nikolay’ın ölümü Tolstoy’u etkilemiş ve onda evlenme isteği uyandırmıştır. 23 Eylül 1862’de Tolstoy, kendisinden on altı yaş küçük ve bir saray doktorunun kızı olan Sophie Behrs ile evlendi. Bu evlilikten 13 çocukları oldu. Bu çocuklardan 3’ü bebek iken, biri 5, diğeri de henüz 7 yaşlarında iken öldü. Eserlerinden en kuvvetli iki romanı olan “Savaş ve Barış” ile “Anna Karenina” yı bu dönemde yazdı. Tolstoy’un karısı, eserlerini yazmasında en büyük yardımcısıydı. Hatta Savaş ve Barış’ın düzeltmelerini 12 kez yapmış ve yazmıştır.
Geniş halk yığınlarının, özellikle Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Bu sebeple ailesiyle arası açıldı. Kaba saba giyiniyor, giydiği her elbiseyi kendisi dikiyordu. Değişmeyen tek tarafı, bıkıp usanmadan yazmasıydı.
Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy’un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır. Kendi ülkesinin toplumsal-siyasal çalkantılarını, halkının yaratılışını, yaşayışını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden biri olduğu gibi filozof, asker ve eğitimci olarak da ün kazanmıştır.
Tolstoy 82 yaşındayken, 1910 yılında öldü. Kış ortasında evini terk edip de hasta düştükten sonra, Astapova’da bir tren istasyonunda zatüreden vefat etti. Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışan Tolstoy, eserlerinde bunu eksiksiz olarak yansıtmayı hedef edinmiş en büyük Rus yazarlarından birisi olarak edebiyat ve dünya tarihindeki yerini aldı.
Eserleri
Romanları
Çocukluk
Gençlik
Kazaklar
Savaş ve Barış
İvan İlyiç’in Ölümü
Anna Karenina
Öyküleri
İnsan Ne İle Yaşar?
Toprak Ağasının Sabahı
Aile Saadeti
Üç Ölüm
Usta ve Çırak
Tanrı’nın Oğlu