Nasıl Hala Zirvede?
Yazı: Damla Mengücek
Friends (22 Eylül 1994-6 Mayıs 2004), New York’ta yaşayan yirmili yaşların ortasındaki 6 yakın arkadaşın başından geçen olayları anlatan bir durum komedisidir.
İlk bölümünün yayın tarihi üzerinden tam 28 sene geçmesine rağmen aktif izleyici sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Peki bunun sebepleri nelerdir?
İlk olarak sette oluşan samimi ortamı ele almak isterim. Türünün diğer yapımlarının çoğunda espriler sonrası verilen gülme efektleri sahtedir. Lakin Friends, seyirci önünde çekilmiş bir yapımdır. Bazı olaylar ve espriler sonrası gülen kişiler o an sette bulunan canlı seyircilerden oluşmaktadır. Bu durum bazen oyuncuları zorlasa da, çoğunlukla çekimlerin daha samimi ve eğlenceli geçmesine olanak sunmuştur.
Dizideki olayların çoğunlukla olağan ve sıradan şeylerden oluşması bir diğer sebeptir. İzlerken adeta kendimizden parçalar bulacağımız yapım, doğallığıyla da kalbimizde yer edinmeyi başarmıştır.
Karakterleri kendimizle veya çevremizle özdeşleştirebilmemiz de bir diğer sebeptir. Örneğin; şımarık bir arkadaşınızı Rachel karakteri ile özdeşleştirebilirken, yemek yemeye aşıksanız ve içinizdeki çocuktan kurtulamıyorsanız Joey karakterinde kendinizi bulabilirsiniz. İlişki hayatındaki başarısızlıklarınızda aklınıza Chandler gelebilirken, umursamaz ve hayatın eğlencesinde olan arkadaşlarınızı Phoebe ile bağdaştırabilirsiniz. Kardeşlik deyince da akla Ross ve Monica geliyor tabii ki.
Dönemin yıldız oyuncularının zaman zaman diziye konuk olması da olaylara renk katıyordu. 10 sezon süren dizide şu ana kadar Brad Pitt, Winona Ryder, Bruce Willis, Julia Roberts, Brooke Shields gibi özellikle o dönemlerin parlayan oyuncuları yer almıştır. Bu yıldızlarla dizi içerisinde sürpriz bir şekilde karşılaşmak bizi heyecanlandırmaya yetiyordu tabi.
Bana göre en önemli madde, başrolü paylaşan karakterlerin gerçek hayatta da yakın arkadaş olması dizinin sıcaklığını etkileyen bir faktördü. Her çekim öncesi oyuncuların birbirlerine sarıldığı biliniyor.
Bu dizide her şeye rağmen hayatın yaşamaya değer olduğunu görüyoruz. Her karakter zaman zaman bazen ilişki konusunda bazen iş hayatında bazense ailevi konularda dibe vuruyor. Fakat her düşüşün ardından güçlü bir şekilde ayağa kalkıyorlar ve bize umutsuzluğu değil, hayata sıkıca sarılmayı aşılıyorlar.
BONUS: Dizide kullanılan dilin akıcılığı sayesinde çok fazla izleyici İngilizcesini geliştirdiğini söylüyor.