Manic Pixie Dream Girl Nedir?
yazı: Gamze Yılmaz
Manic Pixie Dream Girl çevirmek gerekirse Manik Peri Rüyası Kızı, eğlenceli,
özgüvenli, tuhaf fikirleri olmakla birlikte fazla konuşan, meraklı film karakterleri
için kullanılan bir terim. Terimin ortaya çıkışı Nathan Rabin’in 2005 yapımı olan
Elizabethtown filmindeki Claire karakterini gözlemlemesine dayanmaktadır. Film
eleştirmeni Nathan Rabin bu arketipine sahip karakterler için ”yalnızca hassas yazar, yönetmenlerin ateşli hayal güçlerinde var olduğunu ve derin düşünceli genç
erkeklere hayatı ve onun sonsuzluğunu kucaklamayı öğretmek için var olduğunu”
sözlerini kullanmıştır.
Manic Pixie Dream Girl’lerin tüm enerjisi ve neşesi de aslında filmin asıl başrolü
olan erkek karakterler içindir. MPDG’lerin kendi bireysel yaşamlarına ve tutkularına,
hayallerine dair çok az şey görürüz izlerken çünkü onların var oluş amaçları
Nathan Rabin’in de dediği gibi erkeklerin depresif ve sıkıcı hayatlarına neşe
getirebilmek, erkeklere hayatın güzelliklerini fark ettirebilmektir. İçlerinde
erkeklere karşı sonsuz bir sevgi varmış gibi görünürler. Saç da yine tiplenmiştir;
Eternal Sunshine of the Spotless Mind’ın Clementine’inde veya 500 Days of
Summer’ın Summer karakterinde görebileceğimiz şekilde saçlar ya renkli, kısa ya
da kahküllü olabilir. Görünüşleri tatlı seksi diye tanımlanır. Kısacası tam anlamıyla
male gaze yani erkek bakış açısıyla oluşturulmuş karakterlerdir.
Arketipin ilk örneklerinden birini 1938 yapımlı Bringing Up Baby filminin Susan
Vance karakteriyle gözlemleyebiliriz. Susan Vance özgür ruhlu hatta kural tanımaz,
güçlü, canlılığıyla büyüleyici bir kişiliktir. Male gaze’e sahip bir izleyicinin onun
büyüsüne kapılmaması imkansızdır. Aslında MPDG’yi hemen hemen kültleşmiş
çoğu filmde görebiliriz; Breakfast at Tiffany’s filminin Holly Golightly, Autumn in
New York filminin Charlotte Fielding, Vanilla Sky filminin Sofia karakteriyle ve
daha fazlasıyla aşinayız.
MPDG birçok filmin popülerleşmesini sağlamıştır ancak bu tipin mizojinizme
hizmet ettiği görüşü de yayıldıkça tepkiler artmış ve buna yönelik filmler çekilmiştir.
Karşı örnekler oluşmuştur. Bir müzikal filmi olan God Help the Girl’de Olly Eve’den
ilham perisi olmasını istemiş Eve’se, MPDG’lerden farklılaştığını anladığımız
noktada, buna sahip olmadığını kendi uğraşlarına yöneleceğini söylüyor. Karakterin
kişiliği arketipi aratmazken kendi hayatına da yer verilmesi, iç dünyasına dair bir
fikrimizin olması gibi detaylar erkek için varolan bir kadın karakterinden
uzaklaştırıyor, onu tek boyutlu bir kişiliğe indirgemiyor.
MPDG’ler günümüzde de gerek kitaplar, filmler dünyasında gerek sosyal medyada
çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu bir kitle tarafından romantize edilmeye devam
ediyor. Kimi eleştirmenler bu terimin yeterli kapsayıcılık bulundurmadığını,
kısıtlanmış bir tabiata sığdırıldığını söylerken gerçek şudur ki; tüm Manic Pixie
Dream Girl karakterleri filmin bir noktasında erkekten bağımsızlaşsa bile kendine
hizmet eden, kurtarıcı bir kadın fantezisi ”entelektüel” çevrede dahi yıllardır
süregelmiştir. Kısacası terim popüler kültürün malzemesi haline gelmiş olsa da
cinsiyetçiliğe dikkat çeken bir noktada durmuştur